İslamiyet ve Sağlık

Ruh yoktur der bilim! Bunun sebebi, günümüzde ruhun varlığına dair hiçbir bilimsel kanıtın bulunmamış olmasıdır.   Buna rağmen

Ruh yoktur der bilim! Bunun sebebi, günümüzde ruhun varlığına dair hiçbir bilimsel
kanıtın bulunmamış olmasıdır.
Buna rağmen "Psikoloji" adlı bilim dalı Türkçeye "Ruhbilim" olarak geçmiştir.Ama
bir farkla; burada anlatılmak istenilen ruh beynimizin faaliyetleri sonucu oluşan algıların
ve davranışların tümünü içermektedir.
Halbuki Müslüman olan herhangi birinize "Ruh" deseler... Burada anlaşılacak şey ve
vereceğiniz yanıt o kadar bellidir ki.. Ruh insanoğlunun bedeninin hareket etmesini
sağlayan, göz ile görülmeyen yapısı dumana benzeyen enerjidir diyeceksiniz.

- Aristoteles: Dünyada işlemesi güç üç şey vardır.
Elmas, çelik, insan ruhu.

- Benjamin Franklin: Ne bilim, ne felsefe, nede beşeri sevgiler...
İnsan ruhundaki boşluğu dolduramazlar.

- Sigmund Freud: Ruhunu geniş tutmasını erken öğrenebilmiş kişi,
sonraları dünyayı içine sığdırabilir.

- Mevlana: Duygu akla , akılda ruha esirdir.

Bu sözleri söyleyen yerli ve yabancı düşünürlerin anlatmak istediği noktalar üzerinde
kendi başınıza bir düşünme fırtınası yaşatmanızı istiyorum. Arkanıza yaslanın ve her sözün
manasını bir düşünün. Ardından bütün sözlerin arasındaki ilişkiyi bulun.

Ruh yoktur der bilim!
İslamiyet ise var!

O zaman insan, inancının tersini savunan tedavi biçimini nasıl kabullenebilir? Bilimin, tıbbın
ilerlediği 2016 yılında şüphesiz çoğu hastalığa çözüm bulan tıb; bazı rahatsızlıklara neden çözüm
olamamaktadır? Bu soruların cevabını Şifa Sende 1 ve 2 Kitabının yazarı D.r Erhan Özer'de
bulduğumu düşünmekteyim.
" Modern tıp anlayışı neden bulamadığı hastalıklara " psikosomatik " adını veriyor. Duygu ve
düşüncelerin bedene yansıması anlamına gelen psikosomatik hastalıklar, poliklinikleri istila eden
yüzlerce hastanın büyük çoğunluğunun derdidir. Bir paradoks olarak kaynağın duygu ve düşünceler
olduğu kabul edilse de, tedavisi yine semptomatik yapılır.
Bu kısır döngü organik bir hastalık oluşuncaya kadar devam eder. Bu duruma gelindiğinde tıp artık
bir hasar belgelemiştir. Hasarlı organ cerrahi müdahele ile düzeltilebilinicekse operasyon gerçekleşir.
Aksi taktirde ilaç tedavisine devam edilir "(1)
Ruhun varlığını reddeden bilimin içerisine ruhun varlığını kabul eden bir dr...
Ağrı olmasaydı hepimizin erken yaşta öleceğini savunan; Kanseri, Aids i ve çağımızın hastalığı
olan Depresyonu yenmemizin mümkün olduğunu ve nasıl yapmamız gerektiğini sayfa sayfa anlatan
bir doktor. Sadece Ruhsal Tekamülünüzü tamamlayın diyor...Ve hayata dair müthiş tüyolarla
sizi, siz olmaya davet ediyor.

Altarnatif tıbbın yani tıbbın dışında denelinen iyileştirme yöntemlerinin; sayısı azımsanmayacak kadar çok
olan bir kitleye hitab ettiğini ve şifa dağıttığını hepimiz bilmekteyiz. Kocakarı ilaçları ile şifa
dağıtan Lokman Hekimden beri günümüzde bitkilerlede şifa dağıtanlar özellikle yöresel yerlerde hala
çokça bulunmaktadır.
Hz. Muhammet  bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır.
" Hasta olunca tedavi ettiriniz ! Çünkü Allah-u Teala bir hastalık gönderince ilacını da gönderir "
Müslümanların yetiştirdiği ilk hekim;
Ebû bekr muhammed râzi dir.(854-923) (Kızıl-kızamık-çiçeğin ayrı ayrı hastalıklar olduğunu
keşfetmiştir.)
İbni sina; bulaşıcı hastalıkların nasıl meydana geldiğini bulan hekimdi.
Ez zahravi; zamanın en güç ameliyatlarını yapardı. Ve çokça cerrahi alet keşfetmişti.

Ve yine yorumu size bırakıyorum.... Mutlu haftalar

فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِأَيْدِيهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هَذَا مِنْ عِندِ اللّهِ لِيَشْتَرُواْ بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً فَوَيْلٌ لَّهُم مِّمَّا كَتَبَتْ أَيْدِيهِمْ وَوَيْلٌ لَّهُمْ مِّمَّا يَكْسِبُونَ

Vay o kimselere ki, elleriyle Kitab’ı yazarlar, sonra da onu az bir karsilığa değismek için,
“Bu, Allah’ın katındandır” derler. Vay ellerinin yazdıklarından otürü onların hâline!
Vay kazandıklarından dolayı onların hâline
(Bakara suresi: 79)


Tüm sorularınız için:
[email protected]

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Alin Harputlu - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Turkuaz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Turkuaz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Turkuaz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Turkuaz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.